1128 Alman akademisyenden bildiri!
Almanya üniversitelerinden 1128 akademisyen, 1128 akademisyene yayınladıkları bildiri ile destek verdi.
"Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriye imza atan 1128
akademisyene, bir destek de Alman akademisyenlerden geldi. 1128
akademisyenin çeşitli baskılara maruz kalmasına gönderme yapmak
amacıyla Almanya üniversitelerinden 1128 akademisyenin imzası ile
bir bildiri yayınladı.
DİHA'nın haberine göre, imzacılar adına Prof. Dr. Christine
Huth-Hildebrandt ve Prof. Dr. Gazi Çağlar, çağrı ve imzaların salt
Türkiye hükümetine değil, aynı zamanda Almanya ve AB hükümetlerine,
milletvekillerine ve medyaya da ulaştırılacağını duyurdu.
Yapılan açıklamada ise şunlar kaydedildi:
"Kürt meselesinin barışçıl yollardan çözümünü ve Türkiye'de barış
çağrısında bulunan akademisyenlere baskıların durdurulmasını
istiyoruz!
Almanya üniversiteleri ve yüksek okullarından akademisyenler olarak
daha şimdiden çok sayıda sivilin hayatına mal olan ve Kürt
şehirlerini Suriye'dekine benzer şekilde harabeye çeviren
Türkiye'deki gelişmelerden tedirginiz ve korkuyoruz.
Türk hükümetini görüşme masasına geri dönmeye davet eden ve
çatışmanın barışçıl çözümünü isteyen "Barış İçin Akademisyenler"in
çağrısını destekliyoruz.
Aynı zamanda Judit Butler ve Noam Chomsky gibi dünyaca tanınan
bilim insanlarının da desteklediği 1128 "Barış Akademisyen"iyle
dayanışma içinde olduğumuzu vurguluyoruz. Çağrıyı imzalayanları
cumhurbaşkanı Erdoğan "hain" ilan etti, YÖK baskılara başladı.
Savcılar soruşturma açtı, gözaltılar yaşandı ve kimi
meslektaşlarımız işinden uzaklaştırıldı.
Geniş bir milliyetçi kriminal ağa sahip ve organize suç örgütü
oluşturmaktan ve çeşitli suçlardan sabıkalı Sedat Peker bugün
yeniden prezentabl. Sonuçlarından korkmadan ve kovuşturulmaksızın
akademisyenleri, 'oluk oluk kanlarını akıtıp kanlarında duş
almakla' tehdit ediyor. Türk makamlarının bilim insanlarına karşı
bu tür korkutma ve tehditlere karşı hareket etmemesi, anlaşılabilir
ve kavranılabilir değildir.
Araştırma ve öğretimin özgürlüğüne bağlı bizler açısından
insanların barış içinde bir arada yaşamasına çabalamak ve barış
için çözüm yolları göstermek, bilimin görevidir. Bilim halkların
barışçıl yaşamına da hizmet eder. Kürt halkına karşı savaş devam
ettiği, muhalefet suskun hale getirildiği, medya korkutulduğu ve
akademisyenlere baskı yapıldığı sürece, bizim için Türkiye'deki
üniversitelerle ortak çalışmak ve işbirliği yapmak imkansız hale
getirilmektedir.
Özellikle İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesine bağlı olduklarını söyleyen Federal Almanya
Hükümeti ve Avrupa Birliği'nden yetkililere sesleniyoruz: Her
fırsatta Kürt meselesinin barışçıl yollardan çözümü için çalışınız,
baskılara karşı açık pozisyon alınız, bilimsel düşüncenin ve siyasi
muhalefetin özgürlüğü için uğraşınız, akademisyenlere baskılara
sessiz kalmayınız, kınayınız.
Türkiye'deki meslektaşlarımızı destekleyiniz! İmzanızla omuz
veriniz, çağrıyı yayınız."